• Uye Ol

Keyifli İcatlar

    İnsanoğlunun varoluşundan bu yana alışıla gelmiş uygulamaların dışında, dinmemiş ihtiyaçların ötesinde, mükemmelliğin ufkuna yolculuk ve bastırılamayan ispat duyguları… İcatlar ve dehalar. Ve en önemlisi bu icatları tetikleyen keyifli kişiler ve keyifli nedenler.İcatlar hepimizdeki önyargıyı oluşturduğu üzere -belki de bilim kurgu filmlerinden çok etkilendirildik- çoğu zaman laboratuarında yıllarını harcamış gözlüklü ve beyaz önlüklü asosyal bilim adamlarının ürünü olmamıştır. Yüzlerce icat örneğinde gözlendiği gibi yetmeyen sıradanlıkları sorgulayan, entelektüel ve sosyal yapıları ile örnek oluşturmuş dehalar, umdukları sonuca kimi zaman aşkları ve tutkuları , kimi zaman mükemmellik arayışları, kimi zaman da dinmeyen ispat duyguları ile ulaşmışlardır.

Günümüz bireyinin günde ortalama 8 saatini harcadığı, yüz milyar dolarları aşan ekonomisi ve Dünya nüfusunun %92’sinin kullandığı olağanüstü icat Televizyon’un mucidinin kim olduğu kaç kişi tarafından bilinmekte?

    Olağanüstü icatlar kategorisine giren televizyon, İskoç John Baird ile hayat bulmuştur. 1888’de İskoçya’nın mucitleriyle ünlü Helensburgh kentinde doğan John’nin zehir gibi bir zekası olmasına rağmen okuldaki durumu içler acısıdır ve  öğretmenleri tarafından her zaman dalgın, ağır kanlı ve yavaş öğrenen bir öğrenci olarak hatırlanır, ama yine de Glasgow and West Scotland Technical College’dan Elektrik Mühendisi olarak mezun olması kimseyi şaşırtmaz.

    1920’lerde “Baird Çorapaltı Çorap” icadının (çorabın altına giyilen bu çorabın ne işe yaradığı hiçbir zaman anlaşılamadı) patentini almak için uğraşan John Baird’in aklına görüntü ve sesi elektronik olarak bir yerden bir yere aktarma fikri gelir. Aldığı “Yok artık, daha da neler” tepkilerine, dönemin zor şartlarına ve parasızlığa rağmen çalışan John’nin ilk yaptığı model, şimdiki televizyonlara pek benzemiyor. Birkaç dikiş iğnesi, birkaç şapka kutusu, büyükçe bir bisküvi tenekesi, bir bisiklet lambası ve biraz mühür mumu. Ortaya çıkan alet Baird’in tam olarak istediği şey değildir, ama bir sonraki aşama için önemli bir deneyim olur. İnanması zor ama Baird’ın bulduğu ilk anten enfes bir iletken olan Malta haçıydı. Durumdan fena halde heyecanlanan Baird teknolojik imkanların daha elverişli olduğu Soho’ya yerleşir.  Peki ilk TV spikerlerinin Baird’nin atölyesindeki dev ışıkların ısısına dayanması için ilk TV çekimlerinde kullandığı özel vantrolog kuklalar olduğunu biliyormuydunuz.           

    Baird icadını Kraliyet Enstitüsü’ne resmi olarak ilk kez 26 Ocak 1926’da tanıttı.  1930’ların ortasında izlenmeye başlanan Televizyon’un gelişiminde alıcıların pahalılığı yüzünden hızlı bir yayılmadan bahsedilemese de, bu dönemde her şeyini satarak bütün parasını TV alıcısına yatıran bir İngiliz köylüsünün söyledikleri çok anlamlıdır: “Hayatım boyunca en büyük hayalim Londra’yı görmek oldu, bunu alınca artık gitmeme gerek kalmayacak, ne zaman istersem Londra bana gelecek.”  Yaptığı icatlardan hiçbir zaman büyük paralar kazanmamış olan Baird, televizyonun patentini 100.000 pound’a almak isteyen bir şirketi de hiç düşünmeden geri çevirerek “Bu kadar para benim huzurumu da satın alır, hiç değilse geceleri rahat uyumak istiyorum.” demişti.

    Kamusal su şebekesine bağlı bir çeşmeye dahi sahip olmayan köylerimizde  bir statü göstergesi olarak yeni evlenen çiftlerin çeyiz listelerine girmeyi başaran bulaşık makinesi acaba hangi nedenle üretilmişti, mucidinin ne kadar statüye ihtiyacı vardı yada evlerde pratik olarak bulaşık yıkamayı sağlaması geliştirilmesindeki kaçıncı nedendi?

    Bulaşık makinesini 1886 yılında İllinoisli bir politikacının karısı olan Josephine Cochrane icat etti. Yeterince varlıklı olan evinde onlarca hizmetçisi ve görevlisi olan Josephine için bulaşıklarını yıkamak ne yaptığı bir şey ne de hayal ettiği bir şeydi. Zaman ve güçten tasarruf etmek gibi bir kaygısı olmayan bayan Cochrane bulaşıklarını yıkayan hizmetçilerinin İngiliz porselenlerini kırmasından oldukça şikayetçiydi. Sadece kendi ihtiyacı için  icat ettiği makinesi büyük otel ve restorantların büyük ilgisini çekmişti bile.Dönemindeki hiçbir ev hanımı bulaşık yıkamayı zor ve kurtulunması bir iş olarak görmüyordu. Fakat Cochrane hiçbir insan elinin 100 santigrad derecede bulaşık yıkayamayacağını ileri sürerek steril olan bu bulaşık yıkama yönetiminin tüm ev hanımlarının ilgisini çekeceğini düşünerek icadının evlere de girmesini başarmıştı.

    1930’lu yıllarda General Electric’in aydınlatma grubuna katılan çiçeği burnunda mühendislere, bölüm başkanı bir şaka yapıyordu. Zamanın mevcut ampül tasarımındaki kızgın noktaları ortadan kaldıracak bir yalıtıcı katman icat etme görevini veriyordu. İşin şaka olan kısmı bu ampülü yaratmanın imkansız olmasıydı. Uzun bir süre kurum içinde gülme konusu olarak kullanılan bu şaka 1952’de yeni bir mühendisin müdürün odasına girmesi ampülün fişini elektriğe takıp  açmasına kadar devam etmişti. Tecrübesizlik çoğu zaman bir çok icad için avantaj oluşturmuştur.

    1959 Yılında fotokopi makinesini icat ettiğini öne süren “Haloid” projesini IBM le paylaştı. IBM ilgili buluşun kabul görüp görmeyeceğini algılamak üzere yaptırdığı genel bir araştırma sonucunda dünya genelinde 5000 adet makineden daha fazlasına ihtiyaç olmadığını belirten profesyonel uzman raporu ile ilgili projeyi red etmişti. Satış haklarını ele geçiren Xerox önemli bir fırsat yakalayarak kısa sürede adını tüm Dünya’ya duyurmuştu. Daha sonraki dönemde ise fotokopi küçültme teknolojisi teklifi ile karşılaşan Xerox, bu sefer  sözde araştırma uzmanlarının gazabına uğramaktan kurtulamayan şirket olmuştu. Fotokopi’de küçültme teknolijisini araştırma şirketinin hiç kimsenin elindeki dokümanın daha küçüğüne sahip olmak istemediğini belirtmesi üzerine Kodak’a kaptıran Xerox pazarda %50 pay kaybına uğramıştı.

    Çoğu zaman sadece bize hizmet eden icatlarla ilgileniriz ve aslında büyük markaları vazgeçilmez yapan bir çok nedeni ıskalarız. 500.000’den fazla müşterisinin yastık tercihinden, mini barında tükettiği ürünlere, ilgilendiği gazeteden tuvalet kullanma alışkanlıklarına göre bireysel tercihlerini kayıt altına alan Ritz Carlton Dünyada’ki tüm kendi otellerinin bu veriye ulaşmasını sağlayarak müşterisinin her zaman farklı ve özel olmasını başarmıştı. Ritz Carlton hangi otelinde konaklarsa konaklasın müşterisine özel olduğunu hissettirmiştir.

 İlerleme, şiddetle uygulanacak bir planı mükemmel hale getirmektense,

mükemmel olmayan bir planın şiddetli uygulanmasıyla mümkün olur.

                                                          Hubert Humphrey ( ABD’li siyaset adamı)

    “Her şey kızlarım için başlamıştı. Pazar günleri onları alıp çocuk parkına götürürdüm. Bir banka oturur, fıstıklarımı atıştırırken etrafıma bakınırdım. Kendi kendime –kahretsin, neden çocuklarımı götürebileceğim daha güzel bir yer yok; hep birlikte eğlenebileceğimiz bir yer- diyen Walt Disney  1955’te açılışı tam bir tam bir fiyasko olan   Disneyland’ı açarak  ileride tüm eğlence dünyasını yönetecek sistemi ortaya koymuştu. Açılışında araçlar çalışmamış, korku tünellerindeki aşırı stres  yüzünden sağlık sorunları yaşanmış, ve makinelerdeki güvensizlik nedeni ile birkaç kişi kemik kırıklıkları yaşamış,  içecek çeşmeleri yetmemiş, yüksek topuklu kadınlar henüz yumuşak olan asfalta takılıp kalmışlardı.

 Mükemmeli arayan insanlar sıradan aşık olamazlar.

Haber ağımıza katıl

Bizi takip et

İletişim

www.gooyunu.com :

İstanbul, Türkiye

Telefon:

(505) 335-2074

Email:

iletisim@gooyunu.com

"; urchinTracker(); /* ]]> */